Kahveler...

Geo Türkiye Dergisi, Temmuz 2010

Bir zamanlar Musevi, Rum, Ermeni ve şimdilerde Türklerin yaşadığı Balat, tarihi dokusu ile öne çıkıyor. Müdavimleri daha çok semtin yaşlıları olan yol üstü kıraathanesi, çay tiryakilerine hizmet veriyor.

İşsizlik ve mevsim sıcakları, Edirne’nin bir kenar mahallesine açılan bu kıraathaneyi tenha kılmış. Duvarını süsleyen çerçevede yağlı güreşe tutuşmuş iki genç, geleneksel Kırkpınar Güreşleri’nden bir an.

Yüzü Haliç’e dönük Fener’de bir sokak kıraathanesi. Duvarını süsleyen eski İstanbul tablosu geçmişe duyulan özlemin, göbeğine kurulmuş odun sobası ise eski bir geleneğin tanıklığını resmediyor.

İznik Gölü’ne yüksek bir tepenin eteklerinden bakıyor Yukarı Göllüce. Göçe direnen son sakinlerinin tek eğlencesi ise meydana kurulu köy kahvesinde kâğıt oynamak.

Çiçekli örtüleri, arka fonda sıralanmış takvimleri ile dikkat çeken bu kıraathane Kastamonu’nun arka sokaklarına açılıyor. Müdavimleri çoğunluk işsizler olunca, payına “işsizler kahvesi” olarak anılmak düşüyor.

Kıyıköy, Kırklareli’ne bağlı ünlü bir balıkçı köyü. Dip dibe dizilmiş balıkçı kıraathanelerinin müdavimleri ise balıkçılar. Eski görkemli günler geri de kalmış. “Böyle giderse aç kalacağız”, diyor yaşlı balıkçı.

Gümrük Han, Urfa’nın kalbinin attığı yer. Bu Tarihi han, iç içe geçmiş kıraathaneleri ve kalabalığı ile bilinir. Hanın meydanına açılan “Seyhan Kıraathanesi”, geçmişine pek yakışmasa da bugün oyun salonuna dönüşmüş.

“Ayni Ali’nin Yeri”, yüz kırk yıldır süregelen ve babadan oğula el değiştiren Manisa’nın ünlü mekânlarından. Daha çok nargile tutkunlarına hizmet verse de, köpüğüne badem ezmesi ve baharat karıştırılan yöreye özgü “cilveli kahve”nin de yaşatıldığı yer.

Siirt’in en işlek caddesi Tillo Yolu üzerine kurulmuş “Ferah Çay Salonu”, kaldırımlara taşmış. Köylerin boşaltılmasıyla nüfus patlaması yaşayan kentte, sayıca yüklü bu tür mekânlar, tıklım tıklım.














Not: Orijinali dia olan bazı fotoğraflar, düşük çözünürlüklü bir tarayıcıda tarandı...