
"...anadolu'da (siirt) bir çayevinde, el yapımı bir dama tahtasının her iki yanına yazılmış “namazı unutma” ibaresi ilginçten öte değil mi? bu fotoğraf, ülkemize dair bir gerçekliği açık etmiyor mu? inancın, gündelik yaşamda nasıl rol aldığının belgelenmesi önemli değil mi? namazı unutma yazısının ve dama taşlarının renkleri, sosyolojik okumalara ipuçları iken, bu durum fotoğrafı değerli kılmıyor mu? iki yaşlı oyuncunun ve geri planda kalmış insanların giysileri bir değişimi, giyim kuşamdaki dönüşümü açık etmiyor mu? dama taşlarının dağılımı, oyunun kritik hamlelere kalması ve neticenin uyandırdığı merak, ona bir devinim katmıyor mu? taşların dizilimi, daha yaşlı oyuncunun avantajlı görünmesi, “akıl, yaşta değil baştadır” sözünü tersyüz etmiyor mu? anadolu insanının inancına, camilerden okunan ezana karşın yine de uyarılmaları, düşündürücü değil mi? daha az yaşlı oyuncunun kolundaki tesbih, diğer kolundaki altın ya da taklidi saat, serçe parmağındaki gümüş yüzük, altlarındaki tabureler, kontrplak vs. toplumu çözümlemeye değer imgeler değil mi?..
yeni bir eleştiri tanımı ve yaklaşımı şöyle dursun, eleştiriye, eleştiri mekanizmalarının gelişmesine ivedilikle ihtiyaç var. ancak bu zemininin yeterince gelişmediği ortada. Çünkü ne söylendiğinin itibar görmediği yatay zamanlardayız. dahası çoğu zaman ne yapıldığından çok, kimin yaptığının kıymet gördüğü, prim yaptığı bir dönem. lakin aşılması zor görünse de bu böyle sürmemeli. çeşitli alanlarda gelişen olumsuzlukları, vasatlığı, çok mühim ki popülist kaygıları, ilişkileri basamak olarak kullananları, kendi ülkesine batılı gözüyle bakan, tarihsel ve kültürel mirasına sırt dönmüş kuşağın palazlandığını görmeli ve sözler dillendirmeli..."
'namazı unutma' başlıklı bir denememden alıntı...
engin kaban 2002
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder